Madame Figaro Dergisi / Selin Miloşyan
Kapatın gözlerinizi… EFT (Emotional Freedom Techniques) Uzmanı İpek Cihan Bilgin’in bilgileriyle, göbek çakranıza evrenden gelen kozmik enerjiyi aktararak, zihninizi bir bilgisayar programı gibi daha gelişmiş versiyonuna dönüştürün…”Zihin Dönüşümü Çalışması” ile tüm endişelerinizden arınış, yepyeni bir insan olacaksınız.
Zihin Dönüşümü Çalışması’ndan sonra bir konsere gittiğinizde müziğin tadını daha fazla çıkarabiliyor, notaları tek tek dinleyebiliyor ve havanın kokusunu doyasıya soluyabiliyorsunuz. Geçmişe tutunmadan, geleceği kurmadan…
Evin hemen hemen her yerini saran meleklerden akan enerji, bir dinginlik hissi yaratıyor sizde…Duvardaki Haç, Davut yıldızı ve Hilal’in birlikteliğiyse, barış ve huzurun hüküm sürdüğü bir ortam da olduğunuzu hatırlatıyor. Aslında tam da huzuru yakalamaya geliyor insanlar buraya… Geçmişin zihne miras bıraktığı olumsuz duygularla, zihinin sürekli yarattığı geleceğe yönelik endişelerden kurtulup, “an”ı yaşayabilmenin sırrını veriyor onlara İpek Cihan Bilgin. Reiki öğretmeni olan ve EFT (Emotional Freedom Techniques) eğitimi, Geçmiş Yaşam ve Duygusal Arınma Terapisi konusunda insanları bilgilendirip, arınmalarını ve temizlenmelerini sağlayan Bilgin, dünyada ilk kez yapılan ve Nisan 2005’ten beri üzerinde çalıştığı Zihin Dönüşüm Çalışması’nı bizlerle paylaşıyor. Enerjinizi nasıl kullanmanız gerektiğini anlattıkça, “o an” da yaşamanın önemini daha da iyi kavrıyor, geçmişin ve geleceğin tasaları olmaksızın, günü yakalayabilmenin ve hayatı ertelemeden doyasıya tadına varmanın mutluluğunu yaşıyorsunuz.
NASIL BAŞLIYORUZ ZİHİN DÖNÜŞÜMÜNE?
Bu programı anlatmak, aslında 1500, 1600’lü yıllarda biri şatoya gidip, bilgisayarın ya da televizyonun nasıl çalıştığını anlatmaya benzer. Yalnız tek fark var: O zamanlar insanların kafalarına kesinlikle oturmayacak bir şeydi, televizyonu anlatmak. Oysa enerji bilimleri üzerine şekillenen zihin dönüşümü, günümüzde artık Reiki ile tanışan, titreşimlerin anlamını cozen, kısaca enerji bilimlerini tanıyan 21. yüzyıl insanı için çok da zor olmasa gerek. Öncelikle geçmiş ve gelecekle ilgili takıntı, sıkıntı ve tüm düşüncelerimizi arındırmaya yarayan ve tertemiz bir zihne sahip olmamızı sağlayan zihin dönüşümü programını kavramak için, zihnin ve zihinsel bedenin ne olduğunu anlamakta fayda var.
PEKİ, NASIL TANIMLIYORSUNUZ ZİHNİ VE ZİHİNSEL BEDENİ?
İlk olarak et ve kemikten oluşan ve gözlerimizle görüp dokunabildiğimiz fizik bedenimizden başka katmanlarımız, yani bedenlerimiz de olduğunu bilmeliyiz. Fizik bedenin hemen üstünde duygusal beden, onun de üstünde zihinsel beden var, ki bu sonuncusu bizi yakından ilgilendiriyor. Kısaca enerjetik bedenimiz yedi katmandan oluşur; çok boyutlu, entegre bir sistemdir ve zihinsel beden de bu katmanlardan biridir. İnsanların “çakra dediğimiz enerji kapıları vardır. İşte bu kapılardan giren, evrenden gelen kozmik enerji, beden katmanlarını besler ve düzgün çalışmasını sağlar. Örneğin zihinsel beden göbek çakrasından beslenir, duygusal beden ise göbel altı (sacral) çakrasından…
NE İŞE YARIYOR ZİHİNSEL BEDEN?
Kurgulama, sentezleme ve düşünme faaliyetini yürüten zihinsel beden, geçmiş ve gelecekle ilgili tüm düşünceleri depoluyor. Yani hafızamızdaki görüntüler, toplumdan öğrendiklerimiz, eğitimimiz, sözcük ve görüntü içeren her şey, her düşünce, zihne ait. Üzüntü, öfke, heyecan gibi duygular ise, enerjileri başka bir çakradan gelen ve duygusal katmana depolanan bilgiler. Düşüncelere enerji eklenip duyguya dönüştürüldüğünde, duygu katmanı kayıt almaya başlıyor. Aslında bu system aynı bir bilgisayarın işleyişine benziyor.
BİLGİSAYAR MI? NE BAKIMDAN BENZİYOR ZİHNİMİZ BİLGİSAYARA?
İnsan çok boyutlu biyolojik bir bilgisayar gibidir. Beynimiz, bedenimizin et ve kemikten oluşan kısmı bilgisayarın makine kısmına (hardware) karşılık gelirken, bilgisayarın içindeki, Word, Excel ya da Powerpoint gibi programları (software), bedenimizin etrafını saran göremediğimiz enerji katmanları gibi düşünmekte fayda vardır; zihin dönüşümünü anlayabilmek için. Her bir beden ya da katman, bilgisayar programı gibi çalışıyor. Zihin dönüşümü, bu katmanlardan biri olan zihinsel bedenin dönüşümüdür. Nasıl bilgisayara dışarıdan elektrik geliyorsa, bedenimize de evrenden enerji geliyor. Ve bir tür enerji terapisiyle, zihin dönüşüp, aynen bilgisayar programlarında olduğu gibi bir üst versiyona geçiyor.
NEDEN ZİHNİMİZİ DÖNÜŞTÜRME İHTİYACINI DUYUYORUZ?
Zihin bedenimizi örneğin Windows 98 programına benzetebiliriz. Yani bir bilgisayar programı gibidir zihin beden. Windows 98 herkeste aynı çalışır ancak herkesin yüklediği dosyalar farklı içeriklere sahiptir. İnsan zihin bedeninde de aynen bunu görebiliriz. Bir kişinin yüklediği üzüntü, öfke, endişe dosyaları bir başkasının dosyasından daha yoğun olabilir. Dosyaların daha yüklü olması anlamına gelir bu durum. Ve tabii ki yükü fazla olan kişi daha mutsuzdur bir diğerine gore. Herkesin yaşadığı olumsuz olaylar ve onların bıraktığı olumsuzluklar bu dosyalardaki yüklere tekabül eder. Günümüzde, insanın bilinci yükselip farkındalığı arttıkça, kendi kontrolünü eline alabiliyor ve yaşadığı yüklerden kurtulabileceğini biliyor. İşte zihin beden bir üst versiyona geçtiğinde, geçmiş ve gelecek endişesiyle dolu bu dosyalarda tam bir temizlik gerçekleşiyor ve kişi yeni bir zihin beden versiyonuna sahip olabiliyor. Kısaca Windows 98’ in artık yetersiz olduğunu anlayıp, onu 2000 ya da XP versiyonuyla değiştirmek gibi…
PROGRAMIN ESKİDİĞİNİ, ZİHİN BEDENİN YETERSİZ KALDIĞINI NASIL ANLIYORUZ?
Geçmiş ve gelecek endişeleri zihin bedeninizi yoruyorsa, zihin bedeninizin yetersiz kaldığını anlarsınız. Zihin beden sürekli geçmişe ya da geleceğe kayan bir programdır. Bu ne demek? Biz insanlar sürekli geçmişi düşünür, geçmişteki sıkıntı, pişmanlık, öfke, hata ya da takıntılarımızdan kurtulamayız. Örneğin, çocukken annesinin yaptığı şeylere kızar insan. Kadınlar ise ayrıldıkları kişiye odaklanır çoğu zaman. Gelecekle ilgili endişeler de zihnimizi kemirir durur. “Şunu nasıl yapacağım”, “Ödemelerimi nasıl zamanında yetiştireceğim” gibi sorular beynimizi kurcalayıp dururken, gelecek planları da zihnimizi yoran en önemli sorunlardandır. Susmaz bazılarının düşünceleri, rahat bırakmaz, uyutmaz yataklarında. Zihin programı bu şekilde çalışır işte…
BU SIKINTILARA SON VERMEK İÇİN DE ZİHİNSEL BEDENİ DÖNÜŞTÜRMEK GEREKİYOR…
Evet aynen öyle. Bu dönüşüm için yine bilgisayardan örnek verebiliriz. Diyelim bir programın yeni versiyonunu edinmek istiyorsunuz. Bunun için bir program yükler ve o eski programı belli bir sure içinde bir üst versiyonuna dönüştürür yani “upgrade” edersiniz. Zihinsel bedenimizde de aynen bunu yapmak mümkün. Zihin dönüşüm çalışmasıyla bir program yüklüyorsunuz ve sonuç olarak zihinsel beden bir üst versiyona dönüşüyor. Yani “upgrade” edilmiş oluyor. Başka bir deyişle, zihin bedendeki bilgileri silmeden, dosyaları temizleyerek, yeni bir program yüklüyor ve dosyaları yeniliyoruz. Zihin Dönüşüm Çalışması sonrası ise, hayatımız boyunca kaydettiğimiz düşünceler, geçmiş ve gelecek tasalarından arındırılmış olarak tekrar zihinsel bedenimizde varlıklarını korumaya devam ederken, zihnimiz daha sakin bir zihin halini alıyor.
PRATİKTE NASIL OLUYOR ZİHİNSEL BEDENİ DÖNÜŞTÜRMEK?
Bir bilgisayar programcısının komutlar vererek program yükleyip eski programı dönüştürmesi gibi, biz insanlar da zihin bedenimize komutlar verip dönüşümü gerçekleştiriyoruz. Daha önce de söylediğim gibi zihin beden, göbek çakrasından beslendiği için, dönüşüm buradan zihin bedene gelen enerjiyle gerçekleşiyor. Aynen antibiyotik alır gibi, her gün aynı saatte enerji uygulanıyor. Eğer kişinin kişisel enerjisi yüksekse günde iki kez, enerjisi düşükse günde dört kez, göbek çakraya ellerle evrenden gelen kozmik enerji aktarılıp, “password” yani komutu veren şifre telaffuz ediliyor. Başlangıç ve bitiş cümleleri ve son olarak enerji aktarılırken söylenen cümleler var. Kelimeler herkes için aynı; sadece enerji uygulamasının süresi yani gün içindeki çalışma süresi kişiden kişiye değişebiliyor. Yine enerji azlığı ya da çokluğuna gore, en az iki, üç dakika, en fazla sekiz dakika sürebiliyor. Bir haftalık arayla üç haftalık bir terapi sonrası, zihin dönüşümü gerçekleşmiş oluyor. Aynı bir bilgisayar programcısının Windows 98’i Windows 2000’e dönüştürdükten sonra, “restart” yapıp, yeni programı başlatması gibi, kişi programın bitiminde “upgrade” olmuş, endişelerden arınmış, “an”da yaşayan, sakin bir zihne sahip oluyor.
KİMLER GELİYOR BU ÇALIŞMAYI UYGULAMAYA?
Huzursuzluk ve endişe içinde yaşayan, konsantrasyon bozukluğu sorunu olan, gelecek endişesive geçmişe dayalı takıntılarıyla hayatı kendine zehir eden, enerji bilimleriyle ilgilenen, “an”da olmanın önemini fark eden, 20-60 yaş grubu arasındaki insanlar geliyor. Çalışmayı uygulayanlar genelde bilinçli bir kesim. Okuyan, araştıran ve özellikle kişisel gelişim ve enerji konusunda birikimi olan insanlar katılıyor bu programa. Katılanların arasında psikologlar, doktorlar bile var. Eskiden enerji konularıyla sadece kadınlar ilgilenirdi ama son yıllarda erkekler de kadınlar kadar ilgili.
NELER HİSSEDİYOR ZİHİN DÖNÜŞÜMÜ GEÇİRMİŞ KİŞİ?
Zihin dönüşüm çalışmasına katılanların yüzde 90’ı gelecek endişelerinden kurtulduklarını söyledi. Üç haftalık çalışma sırasında, insan zihin dönüşümünü bedeninde çeşitli yansımalarla algılayabiliyor zaten. Örneğin, kimileri çok rüya görmeye başlıyor. Kimilerindeyse nadiren halsizlik görülebiliyor. Çalışma bittikten sonra, zihin dönüşümü geçirmiş kişi artık geçmiş ya da gelecek için endişelenmediği için, olaylar kendiliğinden pürüzsüz bir şekilde akıyor. Elbette geçmişi hatırlıyor ama ona tutunmuyor, üzüntü, pişmanlık ve öfkesi son buluyor. Daha dingin, huzurlu ve sakin bir insan olabiliyor. Tabii Zihin Dönüşüm Çalışması, geçmiş ve geleceğin önemini yitirmesi, insanın sorumsuz, plansız yaşayan ve başıboş birine dönüşmesi anlamına gelmiyor. Plan ve projeler devam ediyor, geçmiş yine anımsanıyor, ama insanın ruh hali kesinlikle bozulmuyor. Hatta daha sağlıklı gelecek projeleri yapılıyor.
ZİHİN DÖNÜŞÜMÜNÜN BAŞKA NE GİBİ FAYDALARI VAR?
Odaklanmayı da kolaylaştırıyor. Örneğin yazı yazarken, ders çalışırken ya da başka bir iş yaparken, zihnin geçmişe ya da geleceğe kaymasını engelleyerek konsantrasyonu arttırıyor. Uykusuz geceler son buluyor. Zihin Dönüşüm Çalışması’ndan sonra bir konsere gittiğinizde, müziğin tadını daha fazla çıkarabiliyor, notaları tek tek dinleyebiliyor ve havanın kokusunu doyasıya soluyabiliyorsunuz. Geçmişe tutunmadan, geleceği kurmadan…
ZİHNİN BİR ÜST VERSİYONA DÖNÜŞÜMÜ NE KADAR ZAMANDA BİR YAPILACAK PEKİ?
Türkiye’de ilk defa uygulanan, dünyada bile henüz bilinmeyen bu çalışma , insanın oluşumundan sonra ilk yenilenme, ilk dönüşme olup, kesin çözüm getiriyor. Ama belki, nasıl şimdi bir üst zihin bedeni versiyonu çıktıysa, yıllar sonra daha da üst versiyonu bulunacak. Bu yenilenme programını benim buluşum gibi düşünmemek gerekir. Bu bilgiler bana kozmik bilinçten, yani” sonsuz zeka” dediğimiz Tanrı’dan akıyor. Edison’un ampulu bulması, bu bilginin ona akması gibi… Ben bu bilgileri aktaran kişiyim. Şu an insanlık evrim geçiriyor, bir yükseliş döneminde. İşte zihin dönüşümü de bu değişimin ve yükselişin bir parçası, bir gereği.
PEKİ, SİZ KENDİNİZE BU ÇALIŞMAYI UYGULADINIZ MI?
Biz önce 7 kişilik bir grup olarak pilot çalışma yaptık. Yani önce kendimize uygulayıp dönüşümü yaşadıktan ve sonuçların çok başarılı olduğunu gördükten sonra, dışarıya duyurduk. Zaten bu dönüşüm programı henüz geçtiğimiz Nisan ayında başladığı için, henüz çok duyurulmadı.
CİHAN HANIM, SİZ NELER HİSSETTİNİZ ZİHİN DÖNÜŞÜMÜ GERÇEKLEŞTİKTEN SONRA?
Artık yarın ne yapacaığımı kurmuyorum. Hayatıma huzur ve rahatlık geldi. Takıntılarımdan kurtulup hayatın keyfini çıkarmayı öğrendim. Bir de son olarak şu noktayı eklemek isterim. İnsanların zihin bedenini olumsuz olarak etkileyen, zihin bedenini harap eden ve kişinin enerjisini düşüren çay, kola, çikolata ve alkol gibi yiyecek ve içecekler var. Bunlar aşırı tüketildiğinde, aynı bir bilgisayarın yavaş çalışıp takılması gibi, zihin beden de bozuluyor. Uykusuzluk, takıntılı ve kuruntulu bir hayat, bu bozulmanın en önemli belirtileri. İşte biz çalışmamız boyunca bu besinlerden asla tüketmedik ve sonuçta bağımlılıklarımızdan kurtulduk. Örneğin ben kahvesiz yaşayamazdım, kahve takıntım vardı. Dönüşüm çalışmasından sonraysa artık kahvesiz de yaşayabiliyor, sadece arzu ettiğim için ara sıra kahve içiyorum.